İnsanlık tarihini incelediğimizde farklı dönemlerde farklı kültürlü medeniyetlerin oluştuğunu her dönemin hakim olan medeniyeti o dönemin farklı toplumlarını zoraki güçle etkilediğini kültürel yaşantılarını değiştirdiğini,onlara düşünce ve medeniyetini siyasi güçle kabul ettirdiğini görmekteyiz .Mısır,,Hint ve Grek medeniyetlerinin her birisi, kendi döneminde bölge ve dünya insanlarının dinlerine ritüel,simge,ticaret ve sanatlarının üzerine kültürel anlamda bir hakimiyet sağlamıştır,o dönemde hakimiyetini reddeden bir site devleti mutlaka savaşla veya farklı bir olayla ortadan kaldırılmıştır.Asrımıza hakim olan batı sömürü medeniyeti de tarih sahifelerinde yazılı olan eski medeniyetlerin işlediklerini devam etmektedir, batı medeniyetinin hakimiyet sahasını iki kategoride incelediğimde;
A-) Eski Yunan Roma ve Kabalist düşünce metodu ile değiştirilmiş Hıristiyan kutsal dini öğretilerinin, ortak ürünü olan bu materyalist düşünce sisteminin ana tapınağı sermaye(madde)nin bireyselleşmesinin sonucu, vahşi kapitalist sistemin zamanla Dünyaya hâkim olma uğruna ideolojik silahlı bir yapıya dönüştüğü görülmektedir.
B-) Putperest kökenli Hint,Şinto, konfiçyizm,Zerdeştizm,ve farklı pagan dinlerin ortak değer yargıları ile Karl Marks'ın öğretilerinin Mao Zedung ve Vladimir Lenin’in devrimlerle pratikleşme sonucu ve kültür yapılarından oluşmuş,materyalist düşüncenin putu olan sermayenin, batı kapitalizminin aksine,sistemin son şekli; işçilerin alın teri emeği olan sermayenin, devletin elinde toplanarak silahlı bir güce dönüşmesi ile dünya hakimiyetini ele geçirme,ideolojik yapısı ile ortaya çıkmasıdır....
Aslında her iki sistemin farklı gözüken kamufle edilen ortak düşüncesinin nihai hedefi,"dünya devletidir.Ortak akıl olarak onları birleştiren bağ ,Dünya materyalizminin diyalektik akılcı bir çözümü ile anlaşma sağlayarak bölüşme ve sömürme teknikleridir..
Biz hala yılbaşını, Hıristiyan dinine benzememek adına hala yıl başı kutlamalarını Hıristiyan adeti Hıristiyan bayramı olarak kabul ederek, emperyalist kültürün medeniyetinin iç yüzünü tam kavramadığımızı sanıyorum, yılbaşı batı kapitalizminin ortak düşüncesinin ve medeniyetinin sömürü aracı tatil ve ticaret pazarıdır, Ne Hz İsa, nede Hz Musa ile alakalıdır, Allah’ın temiz saf vahiy dinlerinin öğretilerini, kendi hakimiyetleri uğruna değiştiren Firavuni düşüncelerin hakimiyet anlayışıdır, ne Hz. İsa'yı ne Hz. Musa'yı nede Hz Muhammedi tanır. Bu geceki yılbaşı kutlamaları için Komünist Çin marketlerinde taze köpek etleri kapış kapış satılırken, Kapitalist sistemin hâkimiyetindeki ülkelerde pahalı içkilerle Hindi etleri, Avrupa viskisi, Rus votkaları ve zengin holding marketlerinin malları kapış kapış pazarlanarak sömürülen ve makineleşen insanları iyice köleleştirilmektedir. Medeniyetin iyi olan tarafı kuşa dönüştürdüğü dinlere saygısı; sadece pazar gününü Hıristiyanlara cumartesi gününü de Musevilere ibadet yapmaları için tatili kabul etmesidir. Müslümanlar da bu medeniyeti kabul etme zorunda kaldıklarından bu tatil günlerine de uyum sağlamışlardır. Evet, tek dişi kalmış bu medeniyetin amacı insan mutluluğu değil, sermaye mutluluğudur, yiyin efendiler yiyin biz de hesap gününde sizinle haşir neşir oluruz inşallah hesaplaşırız.
( kaynak urfa365.com)